ash-Shu`ara` (الشُّعَرَاء)

Yasar Nuri Ozturk - Yasar Nuri Ozturk

Chapter 26 • 227 verses • Meccan

← Previous Chapter Next Chapter →
26:1 Tâ, Sîn, Mîm.
26:2 İşte sana gerçeği apaçık gösteren Kitap'ın ayetleri...
26:3 Onlar iman etmiyorlar diye kendini üzüntüden tüketir gibisin.
26:4 Eğer istersek gökten üzerlerine bir mucize indiririz de boyunları onun önünde perişanlıkla eğilip kalır.
26:5 O Rahman'dan kendilerine söze bürünmüş yeni bir hatırlatma gelmeye dursun, ondan mutlaka yüz çevirirler.
26:6 Yemin olsun, yalanladılar ama yakında gelecektir onlara alaya alıp durdukları şeyin haberleri.
26:7 Bakmadılar mı yere, neler fışkırtmışız onda cömert ve bereketli her çiftten.
26:8 Bunda elbette bir mucize var, fakat onların çoğu mümin değiller.
26:9 Ve hiç kuşku yok, senin Rabbin gerçekten mutlak Azîz, mutlak Rahîm'dir.
26:10 Rabbinin Mûsa'ya, \"Zulüm sergileyenler topluluğuna git\" diye seslenişini hatırla.
26:11 \"Firavun'un toplumuna git! Hâlâ sakınmayacaklar mı?\
26:12 Demişti ki Mûsa: \"Rabbim, doğrusu ben, beni yalanlamalarından korkuyorum.\
26:13 \"Göğsüm daralıyor, dilim açılmıyor. Görev emrini Hârun'a gönder.\
26:14 \"Hem, benim üzerimde onlar aleyhine işlenmiş bir suç var; bu yüzden beni öldürmelerinden korkuyorum.\
26:15 \"Hayır, olmaz!\" dediler. \"Ayetlerimizi götürün. Biz sizinleyiz, herşeyi dinlemekteyiz.\
26:16 \"Hemen Firavun'a gidin, şöyle deyin: 'Âlemlerin Rabbi'nin resulleriyiz biz.\
26:17 \"İsrailoğullarını bizimle birlikte gönder.\
26:18 Firavun dedi: \"Biz seni aramızda, bir çocuk olarak koruyup beslemedik mi? Ömrünün nice yıllarını aramızda geçirdin.\
26:19 \"Ve sonunda o yaptığını da yaptın. Nankörlerden birisin sen.\
26:20 Mûsa dedi: \"Onu yaptığım zaman şaşkınlardandım.\
26:21 \"Sizden korkunca aranızdan kaçtım. Daha sonra Rabbim bana hükmetme gücü bağışladı ve beni peygamberlerden biri yaptı.\
26:22 \"O başıma kaktığın nimet, İsrailoğullarını köle yapmana karşılıktı.\
26:23 Firavun dedi: \"Peki, âlemlerin Rabbi kim?\
26:24 Dedi: \"Göklerin, yerin ve bunlar arasındakilerin Rabbi. Eğer iyice anlayıp inanıyorsanız.\
26:25 Firavun, çevresindekilere dedi: \"Duyuyor musunuz?\
26:26 Mûsa dedi: \"O hem sizin Rabbinizdir hem de önceki atalarınızın Rabbidir.\
26:27 Firavun dedi: \"Şu size gönderilmiş bulunan resulünüz gerçekten tam bir deli.\
26:28 Mûsa dedi: \"Eğer aklınızı işletirseniz O, doğunun, batının ve bunlar arasındakilerin de Rabbidir.\
26:29 Dedi: \"Benden başka ilah edinirsen, yemin olsun seni zındanlıklar arasına atarım.\
26:30 Mûsa dedi: \"Ya sana gerçeği gösteren birşey getirmişsem!\
26:31 Dedi: \"Hadi getir onu ortaya, eğer doğru sözlülerden isen!\
26:32 O da asasını attı. Bir de ne görsünler, asa korkunç bir ejderha oluvermiş.
26:33 Elini çıkardı, o da anında seyredenler önünde bembeyaz kesildi.
26:34 Firavun, çevresindeki kodamanlar konseyine şöyle dedi: \"Bu adam gerçekten bilgin bir büyücü;
26:35 Büyüsüyle sizi toprağınızdan çıkarmak istiyor. Ne diyorsunuz?\
26:36 Dediler: \"Onu kardeşiyle birlikte alıkoy ve kentlere toplayıcılar gönder,
26:37 Ki, tüm bilgili büyücüleri huzuruna getirsinler.\
26:38 Nihayet büyücüler belirlenen bir günün, belirlenen bir vaktinde bir araya getirildi.
26:39 Halka da: \"Siz de toplanır mısınız?\" denildi.
26:40 \"Sanıyoruz ki, büyücülere uyacağız, eğer galip gelirlerse.\
26:41 Büyücüler geldiklerinde, Firavun'a dediler ki: \"Eğer biz galip gelirsek bize gerçekten ödül var, değil mi?\
26:42 \"Evet, dedi, siz o zaman benim yakınlarımdan olacaksınız.\
26:43 Mûsa onlara dedi ki: \"Atacağınız şeyi atın!\
26:44 Bunun üzerine onlar, iplerini ve değneklerini ortaya attılar ve dediler: \"Firavun'un onur ve yüceliği aşkına biz, evet biz galip geleceğiz.\
26:45 Mûsa da asasını attı. Bir de ne görsünler, o onların hüner olarak ortaya getirdikleri şeyleri yalayıp yutuyor.
26:46 Bunun üzerine büyücüler, secdelere kapandılar.
26:47 Dediler: \"İnandık âlemlerin Rabbi'ne.\
26:48 \"Mûsa'nın ve Hârun'un Rabbine.\
26:49 Firavun haykırdı: \"Ben size izin vermeden ona inandınız ha! Anlaşıldı, o sizin hepinize sihirbazlığı öğreten büyüğünüz. Yakında bileceksiniz. Yemin olsun, ellerinizi, ayaklarınızı çaprazlamasına keseceğim ve yemin olsun sizi toptan asacağım.\
26:50 Dediler: \"Zararı yok, biz nasıl olsa Rabbimize döneceğiz,
26:51 Ümidimiz odur ki, Rabbimiz hatalarımızı bağışlar çünkü biz ilk inananlar olduk.\
26:52 Mûsa'ya şunu vahyettik: Kullarımı geceleyin yola çıkar. Mutlaka peşinize takılacaklar.
26:53 Bunun üzerine Firavun, kentlere toplayıcılar gönderdi:
26:54 \"Kuşkusuz bunlar, küçücük bir topluluktur.\
26:55 \"Fakat bize gerçekten öfke püskürüyolar.\
26:56 \"Biz ise dikkatli davranan koca bir kitleyiz.\
26:57 Bunun üzerine biz onları bahçelerinden, pınarlarından çıkardık.
26:58 Hazinelerinden, mutlu-kutlu yerlerinden ettik.
26:59 Böylece oralara İsrailoğullarını vâris kıldık.
26:60 Firavun ve adamları, gün doğarken onları izlemeye başladılar.
26:61 İki topluluk birbirini görecek hale gelince, Mûsa'nın adamları seslendi: \"İşte şimdi yakalandık!\
26:62 Mûsa dedi: \"Hayır, asla! Rabbim benimledir, bana kılavuzluk edecektir.\
26:63 Bunun üzerine Mûsa'ya, \"Asanla denize vur!\" diye vahyettik. Deniz hemen yarıldı, her dalga kümesi kocaman bir dağ gibi oldu.
26:64 Ötekileri de oraya yaklaştırdık.
26:65 Mûsa'yı ve beraberindekileri toptan kurtardık.
26:66 Sonra ötekileri boğduk.
26:67 Bunda elbette bir ibret vardır ama onların çoğu inanmış kimseler değildi.
26:68 Ve şüphesiz, senin Rabbindir O mutlak Azîz, mutlak Rahîm.
26:69 İbrahim'in haberini de oku onlara.
26:70 Hani babasına ve toplumuna şöyle demişti: \"Siz neye ibadet ediyorsunuz?\
26:71 Dediler: \"Birtakım putlara tapıyoruz. Onların önünde toplanıp tapınmaya devam edeceğiz.\
26:72 Dedi: \"Yalvarıp yakardığınızda sizi duyuyorlar mı?\
26:73 \"Size yarar sağlıyor yahut zarar veriyorlar mı?\
26:74 Dediler: \"Hayır! Ancak atalarımızı böyle yapar halde bulduk.\
26:75 Dedi: \"Gördünüz mü neye ibadet ediyormuşsunuz!\
26:76 \"Siz ve o eski atalarınız!\
26:77 \"Şüphesiz onlar benim düşmanım. Ama âlemlerin Rabbi dostum.\
26:78 \"O yarattı beni, O yol gösteriyor bana.\
26:79 \"O'dur beni doyuran, suvaran.\
26:80 \"Hastalandığımda O'dur bana şifa ulaştıran.\
26:81 \"Beni öldürecek, sonra diriltecek O'dur.\
26:82 \"Din gününde hatalarımı affetmesini umup durduğum da O'dur.\
26:83 \"Rabbim, bana hükmetme gücü/hikmet bağışla, beni hak ve barış seven iyiler arasına kat!\
26:84 \"Sonradan gelecekler arasında benimle ilgili doğru/isabetli bir dil oluştur.\
26:85 \"Beni, nimetlerle dolu cennetin mirasçılarından kıl.\
26:86 \"Babamı da affet. Çünkü o, sapmışlardandır.\
26:87 \"Herkesin diriltileceği gün beni utandırma.\
26:88 \"Bir gündür ki o, ne mal fayda verir ne oğullar.\
26:89 \"Yalnız temiz bir kalple Allah'a varan kurtulur.\
26:90 Cennet takva sahiplerine yaklaştırılır.
26:91 Cehennem de şımarıp azanların karşısına getirilir.
26:92 Denir ki onlara: \"O ibadet ettikleriniz nerede?\
26:93 \"Allah'ın dışındakiler, size yardım ediyorlar mı? Peki, kendilerine yardımları dokunuyor mu?\
26:94 Ardından onlar ve öteki azgınlar cehennemin içine tıkılmıştır.
26:95 İblis orduları toplu haldedir.
26:96 Onun içinde birbiriyle çekişirlerken şöyle derler:
26:97 \"Vallahi, biz açık bir sapıklığın ta içindeymişiz.\
26:98 \"Çünkü sizi âlemlerin Rabbi'yle aynı düzeyde tutuyorduk.\
26:99 \"Bizi saptıran, o suçlulardan başkası değildi.\
26:100 \"Artık ne şefaatçilerimiz var,
26:101 Ne sıcak-samimi bir dostumuz.\
26:102 \"Keşke bir dönüşümüz daha olsaydı da müminlerden olabilseydik.\
26:103 Kuşkusuz, bütün bunlarda mutlaka bir ibret vardır. Ama onların çoğu müminler değil.
26:104 Ve kuşkusuz senin Rabbindir o mutlak Azîz, mutlak Rahîm.
26:105 Nûh kavmi de hak elçileri yalanladı.
26:106 Kardeşleri Nûh onlara şöyle demişti: \"Siz hiç sakınmıyor musunuz/\
26:107 \"Ben sizin için gelmiş, güvenilir bir resulüm.\
26:108 \"Artık Allah'tan sakının da bana itaat edin.\
26:109 \"Ben bunun için sizden bir ücret istemiyorum. Benim ödülüm sadece âlemlerin Rabbi'ndedir.
26:110 \"Artık Allah'tan sakının da bana itaat edin.\
26:111 Dediler: \"Biz sana inanır mıyız? Seni, o bayağı zavallılar izliyor.\
26:112 Nûh dedi: \"Onların yaptıklarına ilişkin bir ilmim yok.\
26:113 \"Onların hesabı Rabbimden başkasına ait değildir. Bir düşünebilseniz!\
26:114 \"Ben iman etmiş insanları kovamam.\
26:115 \"Ben sadece açık bir biçimde uyarmaktayım.\
26:116 Dediler: \"Ey Nûh! Eğer bu işe son vermezsen, vallahi taşlananlardan olacaksın.\
26:117 Nûh şöyle yakardı: \"Rabbim, toplumum beni yalanladı.\
26:118 \"Artık benimle onlar arasını iyice aç; beni ve beraberimdeki müminleri kurtar.\
26:119 Bunun üzerine biz, onu da beraberindekileri de o yüklü gemide kurtardık.
26:120 Sonra dışta kalanları boğduk.
26:121 Bunda elbette bir ibret var. Ama onların çoğu müminler değildi
26:122 Kuşkusuz, senin Rabbindir o mutlak Azîz, mutlak Rahîm.
26:123 Âd da peygamberleri yalanladı.
26:124 Kardeşleri Hûd onlara: \"Siz hiç sakınmıyor musunuz?\" demişti.
26:125 \"Ben sizin için, güvenilir bir resulüm.\
26:126 \"Artık Allah'tan sakının da bana itaat edin.\
26:127 \"Ben sizden bu iş için bir ücret istemiyorum. Benim ödülüm âlemlerin Rabbi'ndendir.\
26:128 \"Her yüksek tepeye/yola şaşılacak bir bina kurarak/bir işaret dikerek mi eğleniyorsunuz!\
26:129 \"Sanayi üreten yerler edinerek sonsuzlaşmak ümidine mi düşüyorsunuz?\
26:130 \"Yakaladığınız vakit zorbaca yakalıyorsunuz?\
26:131 \"Artık Allah'tan sakının da bana itaat edin.\
26:132 \"O bildiğiniz nimetleri önünüze yayandan korkun.\
26:133 \"Size bir yığın nimet lütfetti: Davarlar, oğullar,
26:134 Bahçeler, pınarlar.\
26:135 \"Büyük bir günün azabı üstünüzedir diye korkuyorum.\
26:136 Dediler: \"Sen ha öğüt vermişsin ha öğüt verenlerden olmamışsın. Bizim için fark etmez.\
26:137 \"Bu, öncekilerin uydurmalarından başka şey değil.\
26:138 \"Biz azaba uğratılacak değiliz.\
26:139 Onu bu şekilde yalanladılar, biz de onları helâk ettik. Bunda elbette bir ibret var. Ama onların çoğu müminlerden değildi.
26:140 Kuşkusuz, senin Rabbin mutlak Azîz, mutlak Rahîm'dir.
26:141 Semûd da peygamlerleri yalanladı.
26:142 Kardeşleri Sâlih onlara demişti ki: \"Siz hiç sakınmıyor musunuz?\
26:143 \"Ben sizin için emin bir resulüm.\
26:144 \"Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin.\
26:145 \"Ben bu iş için sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim yalnız âlemlerin Rabbi'ndendir.\
26:146 \"Siz burada güven içinde bırakılacak mısınız?\
26:147 \"Bahçelerde, pınarlarda.\
26:148 \"Ekinler, salkımları sarkmış hurmalıklar içinde.\
26:149 \"Keyif içinde, dağlardan evler yontuyorsunuz.\
26:150 \"Artık Allah'tan sakının da bana itaat edin.\
26:151 \"Savurganlık edenlerin/haddi aşanların buyruğuna uymayın.\
26:152 \"Onlar yeryüzünde bozgun çıkarırlar, barış için çalışmazlar.\
26:153 Dediler: \"Sen, adamakıllı büyülenmişsin.\
26:154 \"Sen de bizim gibi bir insansın. Eğer doğru sözlülerden isen, hadi bir mucize getir.\
26:155 Dedi: \"Şu bir dişi devedir. Onun su içme hakkı var. Belli bir günde su içme hakkı da sizin.\
26:156 \"Ona kötülükle ilişmeyin. Yoksa büyük bir günün azabı sizi yakalar.\
26:157 Onu yere yatırıp kestiler. Sonra da pişman oldular.
26:158 Sonunda azap onları yakaladı. Bunda elbette bir ibret var. Ama onların çoğu inanan kişiler değildi.
26:159 Ve senin Rabbin mutlak Azîz, mutlak Rahîm'dir.
26:160 Lût kavmi de hak elçilerini yalanladı.
26:161 Kardeşler Lût onlara şöyle demişti: \"Hâlâ sakınmıyor musunuz?\
26:162 \"Ben size gelen emin bir elçiyim.\
26:163 \"Artık Allah'tan sakının da bana itaat edin.\
26:164 \"Ben bu iş için sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim yalnız âlemlerin Rabbi'ndendir.\
26:165 \"Âlemlerin içinden erkeklere gidiyor da,
26:166 Rabbinizin sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıyor musunuz? Doğrusu siz haddi aşmış bir kavimsiniz.\
26:167 Dediler: \"Eğer bu tavrını sona erdirmezsen, ey Lût, yemin olsun bu topraktan sürülenlerden olacaksın.\
26:168 Lût dedi: \"Ben sizin şu yaptığınıza öfkelenenlerdenim.\
26:169 \"Rabbim, beni ve ailemi bunların yaptıklarından koru.\
26:170 Bunun üzerine biz onu ve ailesini toplu halde kurtardık.
26:171 Ancak geridekiler arasında bir kocakarı kaldı.
26:172 Sonra ötekileri mahvedip batırdık.
26:173 Üzerlerine bir de yağmur yağdırdık. Ne de kötüymüş uyarılanların yağmuru!
26:174 Elbette bunda bir ayet var ama onların çoğu müminler değildi.
26:175 Ve senin Rabbin mutlak Azîz, mutlak Rahîm...
26:176 Eyke halkı da elçileri yalanladı.
26:177 Şuayb onlara demişti ki: \"Hâlâ sakınmıyor musunuz?\
26:178 \"Kuşkusuz, ben sizin için güvenilir bir resulüm.\
26:179 \"Artık Allah'tan sakının da bana itaat edin.\
26:180 \"Ben bu iş için sizden herhangi bir ödül de istemiyorum; benim ödülüm âlemlerin Rabbi'nden başkasında değil.\
26:181 \"Ölçüyü tam yapın; şunun-bunun hakkını çarpanlardan olmayın;
26:182 \"Doğru-düzgün terazi ile tartın.\
26:183 \"Halkın eşyasını, değerlerini düşürerek almayın. Yeryüzünde, bozguncular olarak fesat çıkarmayın!\
26:184 \"Sizi ve önceki nesilleri yaratandan sakının!\
26:185 Dediler: \"Sen fena halde büyülenmişsin.\
26:186 \"Sen bizim gibi bir insandan başka şey değilsin. Biz senin yalancılardan olduğunu düşünüyoruz.\
26:187 \"Eğer doğru sözlülerdensen, hadi üzerimize gökten parçalar düşür!\
26:188 Şuayb dedi: \"Yapmakta olduğunuzu Rabbim daha iyi bilir.\
26:189 Onu yalanladılar; bunun üzerine o gölgelik gününün azabı onları yakalayıverdi. O, gerçekten büyük bir günün azabıydı.
26:190 Bunda elbette bir ibret var ama onların çoğu inanan kişiler değildi.
26:191 Ve senin Rabbin mutlak Azîz, mutlak Rahîm'dir.
26:192 Kesin olan şu ki, o âlemlerin Rabbi'nden indirilmiştir.
26:193 O güvenilir Rûh indirdi onu,
26:194 Senin kalbine ki, uyarıcılardan olasın.
26:195 Açık-seçik Arapça bir dille indirdi.
26:196 O, elbette ki öncekilerin kitaplarında da var.
26:197 Beniisrail bilginlerinin de onu bilmesi bunlar için bir belirti/kanıt değil mi?
26:198 Biz onu Arapça konuşmayanlardan birine indirseydik de,
26:199 O onu onlara okusaydı, yine de ona inanmayacaklardı.
26:200 Biz onu suçluların kalplerine işte böyle yolladık.
26:201 Acıklı azabı görünceye değin ona inanmazlar.
26:202 O azap onlara ansızın gelecek, farkında bile olmayacaklar.
26:203 O zaman şöyle derler: \"Acaba bize süre verilir mi?\
26:204 Bizim azabımızı acele mi istiyorlar?
26:205 Görmedin mi ki, biz onları yıllarca nimetlendirsek de,
26:206 Sonra, tehdit edildikleri şey kendilerine ulaşsa,
26:207 O yararlandıkları nimetler onların hiçbir işine yaramaz.
26:208 Biz, uyarıcıları olmayan hiçbir kenti/uygarlığı helâk etmemişizdir.
26:209 Uyarı/hatırlatma olacak! Biz zalimler değiliz.
26:210 Onu şeytanlar indirmedi.
26:211 Onlara yaraşmaz, zaten güçleri de yetmez.
26:212 Çünkü onlar, dinleyişten azledilmişlerdir.
26:213 O halde, Allah'ın yanında bir başka ilaha daha yalvarma/davet etme. Yoksa azaba uğratılanlardan olursun.
26:214 En yakın akraba ve hısımlarını uyar.
26:215 Müminlerin sana uyanlarına kanadını indir.
26:216 Eğer sana isyan ederlerse şöyle de: \"Ben, sizin yapmakta olduklarınızdan uzağım.\
26:217 O Azîz, o Rahîm olana güvenip dayan.
26:218 O ki görüyor seni kıyam ettiğin zaman.
26:219 Görüyor nasıldır secde edenler içinde dolaşman.
26:220 Kuşkusuz, O'dur iyice bilen, iyice duyan.
26:221 Haber vereyim mi size şeytanların kime iner olduğundan?
26:222 Her bir dönek/iftiracı günahkâr üzerine iner onlar.
26:223 Kulak kabartırlar ama çoğu yalancılardır onların.
26:224 Şairlere gelince, onlara da çapkınlar-sapkınlar uyar.
26:225 Görmez misin onları ki, her vadide tutkun-şaşkın dolaşırlar.
26:226 Ve onlar, yapmayacakları şeyleri söyleyip dururlar.
26:227 İman edip barışa/hayra yönelik işler yapanlar, Allah'ı çok ananlar ve zulme uğratıldıktan sonra başarıya ulaşanlar böyle değillerdir. Zulmedenler, hangi devrime uğrayıp baş aşağı döneceklerini yakında bilecekler.